Teleskoblar

Spitzer Uzay Teleskobu

Spitzer Uzay Teleskobu Hakkında

Uzayın bilinmezliklerini keşfetmek çoğu zaman uzun uğraşlar gerektiren yoğun bir sürece işaret eder. Evrenin bilinmezliklerini görebilmek için, farklı bilimsel tekniklerin kullanılması kaçınılmazdır. Bu maçla göreve başlayan Spitzer Uzay Teleskobu evrenin keşfinde, olağanüstü bulgulara imza atmıştır. Uzay boşluğundaki toz ve gaz bulutlarını görüntüleyen kızılötesi ışınları ile uzay biliminin simgesi haline gelmiştir.

Spitzer Teleskobu’nun faaliyetleri ile elde edilen bulgular bilimsel birçok çalışmanın temelini oluşturmaktadır. Dahası bazı hipotezlerin kanıtlanması da Spitzer Teleskobu’nun bulguları ile gerçekleşebilmiştir. Spitzer uzay Teleskobu’nun 16 yıllık aralıksız faaliyeti, 2020 yılında sonlandırılmıştır. Bu süreçte elde edilen bulgular olağanüstü düzeyde ve eşsiz bilimsel keşiflere zemin hazırlamıştır.

Spitzer Uzay Teleskobu Hakkinda
Spitzer Uzay Teleskobu 2

Kızılötesi Keşifler

Spitzer Uzay Teleskobu’nun özellikleri arasında öne çıkan özelliği, bulguları kızılötesi dalga boyları ile elde edebilmesiydi. Bu özellik, yakalanması istenen objelerin mesafe boylarının uzaklığına göre optimize olabilmesinden kaynaklanmaktaydı. Kızılötesi dalga boyu, ışık yılı uzaklığındaki uzamsal dalgaların net bir şekilde yakalanabilmesini sağlamıştır. Spitzer, bu açıdan bilim dünyasına onlarca ışık yılı mesafesindeki nesnelerin keşfedilebilmesine dair eşsiz katkılarda bulunmuştur. Dahası ışık yılı uzaklıkta bulunan toz bulutlarının içerişinde gizlenmiş, soğuk ve uzakta bulunan cisimler görüntülenebilmiştir. Spitzer Uzay Telesobu ne işe yarar sorusunun cevabı oldukça tatmin edici ve muazzam sonuçları göstermektedir:

  • Dünyanın Samanyolu’ndaki mevcut konumunun çıkartılması,
  • Satürn’ün halkalarının net bir şekilde görüntülenmesi,
  • Güneş sistemi dışındaki sistemlerden kaynaklanan ışık huzmelerinin tespit edilmesi,
  • RCW 49 Nebulası’nın şeffaf görüntülerinin elde edilerek, içerisindeki yıldızların net bir biçimde gözlenebilmesi
  • Güneş benzeri kuvvetli yıldızların etrafında var olan gezegenlerin ve hareketlerinin keşfedilmesi,
  • Jüpiter’in kızılötesi parlamalarının tespit edilmesi,
  • Bir süpernova olan Yengeç Bulutsusu’nun toz katmanlarının iç yüzeyinin görüntülenebilmesi,
  • Andromeda Galaksisi’ne dair eşsiz görüntülerin yakalanması,
  • Güneş Sistemine benzer yedi farklı gezegen sisteminin keşfedilmesi,
  • Bir süpernova patlaması içinde kalan Kartal Bulutsusu’nun görüntülerinin elde edilmesi (Spitzer sayesinde, Kartal Bulutsusu’nun toz bulutu içinde oluşan yaratılış sütunları da net bir şekilde resmedilebilmiştir.)

İleri Keşifler İçin

Spitzer Teleskobu daha ileri keşifler yapılabilmesi için yerini ileri bir tekniğe bırakmış durumdadır. Görevi tamamlanana kadar Hubble gibi önemli teleskoplar ve yardımcı araçlarla muazzam keşifler ortaya çıkartmıştır. Hubble Teleskobu ile beraber kütle çekim mercek etkisi kullanılarak, en uzak galaksinin keşfedilmesi mümkün olmuştur. İleri keşifler için beraber çalışan Hubble ve Spitzer, Süper Dünya hakkında da bazı bulgulara varmıştır. Buna göre, GJ 3470 olarak adlandırılan Süper Dünya, Neptün kütlesinde, çekirdek etrafında gelişen helyum ve hidrojenden oluşmaktadır.

Spitzer Uzay Teleskobu aktif olduğu süre zarfı boyunca eşsiz bulguların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Şimdiye kadarki en keskin görüşü sağlayan Spitzer, yerini James Webb teleskobuna bırakacaktır. James Webb’in ise Spitzer’ın bıraktığından daha ileri keşifler yapması beklenmektedir.

Başa dön tuşu